Derinkuyu'nun mağara metropolü

Türkiye'nin Kapadokya bölgesinde birçok yeraltı şehri bulunmaktadır. Bunların en büyüğü ve en eşsiz olanı, üç bin yıl önce inşa edilmiş olan Derinkuyu'dur.

Her şey dahil

Derinkuyu, tünellerle birbirine bağlanan geniş bir oyulmuş mağara ağından oluşmaktadır. Sistem sekiz katmandan oluşan çok seviyeli bir yapıdır. En alt kat 60 metre derinliktedir. Kuyular ve havalandırma bacaları, yukarı çıkmadan yeraltında yaşamanızı sağlıyordu. Şehirde tam bir yaşam için gerekli her şey vardı - atölyeler, depolar, okullar, tapınaklar, genel toplantı yerleri ve hatta mezarlıklar. Sokakların yerini alan karmaşık tünel ağı yerel halk için anlaşılabilir, ancak dışarıdan gelenler için tehlikeliydi - kaybolmak ve susuz ve yiyeceksiz ölmek kolaydı.

Sekiz kat aşağıda

Zemin kat (gizli girişten beş metre uzaklıkta) mutfaklar, şarap imalathaneleri ve ahırlardan oluşuyordu. Birinci katta yaşam alanları ve depolar, üçüncü katta ise okul, kilise ve mezarlık bulunuyordu. Üçüncü kattan itibaren Derinkuyu'yu diğer yeraltı şehirlerine bağlayan 10 kilometrelik en uzun tünel başlıyordu. Dördüncü katta havalandırma bacaları, bir hapishane, saklanma yerleri ve bir su deposu bulunuyordu. Sekizinci kata kadar da durum aşağı yukarı aynıydı.

Sığınak ve turist arayışı

Bu muhteşem şehri kim ve neden yarattı? Derinkuyu'nun Hititler (Tunç Çağı'nda yaşamış Hint-Avrupalı bir halk) tarafından inşa edildiğine inanılıyor. Daha sonra şehir, zulüm gören Hıristiyanlara ev sahipliği yapmıştır. Derinkuyu'da yaşam MS 7. yüzyıla kadar devam etmiştir. Yeraltı metropolü ancak yakın zamanda, 60'lı yılların başında keşfedildi. Ve beş yıl sonra, 1967'de Derinkuyu'yu turistlere açtılar. Şimdi hala oraya gidebilirsiniz. Önemli olan klostrofobiden muzdarip olmamak. Ne de olsa yerin 60 metre altında olmak şaka değil.